5 Ekim 2017 tarihinden bir not;
Bugün Muayenehanemden dışarıda , İstanbul meydan ve sokaklarında hayatın içine karıştım.
Kalabalıklar, koşturmalı bizler, gülmeyi unutmuş yüzler,,…
Kaygının esir aldığı vücutlar.
Bugün kimse KAYGISINI YEKTEN SÖZ ETMEYECEK BANA.
Ben bakış açım gereği ;yüzlerini,gözlerinin derinliğini,bedenlerinin duruşunu göreceğim yeniden şahısların.
Tanımadığım ismini bile tahminen bilmeyeceğim vücutlar üzerinden tahlil yapacağım.
Bundan belirli bir müddet önce; VÜCUT RUH İLİŞKİSİ kavramını içselleştirmeden, Tamamlayıcı Tıp ile ilgilenmezken bu türlü bakmıyordum ne yaşama ne hayatı paylaştımız canlara.
Şimdi , bugüne gelelim:
Sabah itibariyle gözlemlediklerimi yazacağım.
Hiç değişmiyor sabah stressi, mahmurluğu.Geç kaldım telaşı.
Toplu taşımadayken ayakda gitme korkusu. Özel araçdayken gitmeyen yol yorgunluğu.
Daima bir hal var birebir olmasa da.
Kahvaltı edilmemiş belirli. Ellerde birer simit, poğaça. BEYAZ UNdan mamüller.
Mideye ittiriliveriyor.
Kuru kuru ittirilen UNLU MAMÜLE daha sakin sokaklarda DÜNYA MARKASI İÇECEK EŞLİK EDİYOR.
Beden UYDURMA bir “DOYDUM “ALGISI üretilerek kelamda doyuruluyor.
Sabah saatlerinde çalışmaya başlayan vücuda yanlış yakıt vererek zehirliyoruz.
ŞEKERin hormon sisteminde, BAĞIRSAK FLORASINDA , ve HUDUT SİSTEMİNDE neler kadir olduğunu herkese anlatıyorum.
Haydi sabah saatleriydi , hengameydi kahvaltı edecek vakit mi var ?denebilir.
Gelelim öğle saatlerine.
Amanın yeniden DÜNYA MARKASI içecek başrolde,pide, pizza, ya da hamburger ve muadili yiyeceklerle öğle yemek menüsü.
Anlaşılacağı üzere BEYAZ UNLU MAMÜLLER hala sahnede.
Vücut saati gereği ,yorulmaya başlarken, kan şekerini allak bullak edecek ne yiyecekden ne içecekden taviz verilmiyor.
Direk şeker, vücuda girince şekere dönüşen ve ASLA BESLENME SAĞLAMAYAN yiyeceklerle gün yarılanıyor.
Ben bundan sonrasını size anlatmayacağım.
Değişen inanın hiçbirşey yok.
Agresyonun hudut tanımadığı topluma nasıl geldik diye düşünüyorum vakit zaman.
YİYECEKLERLE/İÇECEKLERLE.
Yeni gündem yaratan ZOMBİ HAPLARINDAN korkmayın.
Bizi aslında ufak ufak ZOMBİ FORMUNA devşiren bir BESİN KESİMİ ile yaşıyoruz.
Alım gücünün inanılmaz daraldığı gerçeğini göz önüne alırsak şu sorun çıkıyor karşımıza.
SAĞLIKLI BESLENMENİN EKONOMİK BEDELİ CEPTE YOKSA YALNIZCA KARIN DOYURULUR.
Bu o kadar olağan ki.
Pekii diğer bir SORU geliyor:
İNSANLAR SAĞLIKLI DÜŞÜNEMEZKEN SAĞLIKLI BESLENME GEREKLİLİĞİNE ULAŞABİLİR Mİ?
Öbür sorum yok!
Hepimize yeterli günler.