Okul, öğrencilerin hem kendilerini akademik olarak geliştirdikleri hem de yaşıtları ile bir araya gelip sosyal ilişkiler kurdukları bir ortamdır. Fakat özellikle okullarda karşılaşılan ve bir saldırgan davranış türü olan akran zorbalığı çocukların ve ergenlerin akademik, sosyal ve duygusal gelişimini olumsuz etkilemektedir. Akran zorbalığı, çocuk ya da ergenin yaşıtı arkadaş veya arkadaşlarına yönelik olarak sözel, fiziksel veya davranışsal olarak zarar verici hareketlerde bulunmasıdır. Akran zorbalığı bir kişi tarafından uygulanabileceği gibi grup halinde de bir kişiye uygulanabilir.
Zorbalığa maruz kalma riski okulun ilk yıllarında daha fazla görülürken zorbalar da daha çok son sınıflardaki öğrencilerden oluşmaktadır. Çoğunlukla yaşça daha küçük ve bedence zayıf çocuklar zorbalığa maruz kalırken, doğrudan fiziksel zorbalığa maruz kalma erkek öğrencilerde daha fazladır. Yaş aldıkça zorbalık davranışlarında kızlarda azalma olurken erkeklerde tam tersi fiziksel şiddette artma görülmektedir.
Akran zorbalığının altında aslında istediğini karşı tarafa kabul ettirme hazzı yatar. Okul öncesi dönemdeki çocukların (ort. 4-6 yaş) birbirleriyle anlamlı bir biçimde oyun oynamaya başlamalarıyla birlikte zorbalık davranışına başladıkları görülmektedir. Bu süreç içerisinde çocukların nasıl iletişim kuracaklarını bilmedikleri, istediklerini kabul edilebilir yoldan söylemeyi beceremedikleri için sözel, duygusal ve fiziksel zorbalık yoluna başvururlar. Zorbalık yapan çocuklar kendilerini olduklarından daha güçlü görmektedirler. Bu güçlü olma duygusu üzerinden aldıkları haz arttıkça ve yaş aldıkça bu davranışlar kalıplaşabilir ve çocuğun iletişim kurma becerileri bu şekilde yerleşebilir.
Zorbalık yapan çocuklar genelde sadece akranlarına karşı değil yetişkinlere karşı da olumsuz davranışlar sergileme eğilimindedir. Bu tür davranışları için birçok neden sıralayabiliriz: Sevilmeden büyüme, kendini beğenmeme ve sevmeme, başkaları tarafından sevilme beğenilme ve popüler olma isteği, her istediğinin yapılması sonucu hayır yok gibi kavramları bilmeme, kendini yetersiz hissetme, hakkı olandan daha fazlasına sahip olmak isteme vb. Akran zorbalığı mağdurları ise genellikle kendilerini tehlikeden koruyamayan, kaygılı, titiz ve öz güveni düşük olan profildeki çocuklardan oluşmaktadır. Genellikle sessiz, sakin, kavga etmeyi bilmeyen, yaşadıklarını bir yetişkinle paylaşamayan çocuklardır.
Akran zorbalığı türleri şu şekilde sıralanabilir:
Fiziksel zorbalık: Fiziksel güç içeren davranışlar olarak tanımlanabilir. Özellikle okul öncesi dönem ve ilkokulda en sık görülen zorbalık türü olarak bilinmektedir. Diğer zorbalık türlerine göre öğretmenler ve diğer kişiler tarafından kolaylıkla fark edilebilir. (Saç çekmek, tekme atmak, tükürmek, oyuncak ile vurmak…)
Sözel zorbalık: Olumsuz kanaatler veya sözel davranışlar olarak tanımlanabilir. Her sınıf düzeyinde yoğun bir şekilde görülebilir. Sözel zorbalığın öğretmenler ve diğer kişiler tarafından fark edilmesi biraz daha zor olabilir. Sıklıkla karşılaşılan sözel zorbalık şeklinin lakap takma olduğu bilinmektedir.
İlişkisel zorbalık: Sosyal ilişkileri hedef alan davranışlar olarak tanımlanabilir. Öğretmenler ve diğer kişiler tarafından fark edilmesi daha zordur ve müdahale daha azdır. Bu sebeple diğer zorbalık türlerine göre etkileri daha yaralayıcı ve ağır olabilmektedir. (Dedikodu yapmak, sırrını ortaya çıkarmak, gruptan dışlamak, taklit etmek, görmezden gelmek…)
Siber zorbalık: Teknolojik aletler (bilgisayar, tablet, cep telefonu) üzerinden yapılan davranışlar olarak tanımlanabilir. Siber zorbalıkta zorbalık yapan anonim olarak kimliğini gizleyebilir. (Sosyal medyada kötü yorum yazmak, izinsiz fotoğraf paylaşmak, özel görüşmeleri başkaları ile paylaşmak, kişi adına izinsiz hesap açmak…)
Peki çocuğun akran zorbalığına uğradığını nereden anlayabiliriz? Akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda vücutta fiziksel yaralanmalar olabilir, okula gitmek istemezler ve bahaneler bulurlar, okula karşı nefret söylemlerinde bulunurlar, depresif davranışlarda bulunabilirler, öz güvende bir düşüş yaşarlar, evden çıkmak istemezler, okul başarısında düşme görülür, derslerine odaklanmada zorluk çekebilirler.
Akran zorbalığına maruz kalan çocukların ebeveynleri şunları yapabilir: Çocukla gün içerisinde neler yaşadığını konuşmak, ona yanında olduğunu göstermek, çocuğu yargılamadan dinlemek, ne hissettiğini sormak ve duygularını paylaşmasını sağlamak, zorbalığa uğramakta onun bir suçu olmadığını açıkça ifade etmek.
Bir ebeveyn veya öğretmenseniz, akran zorbalığına uğrayan çocukla açık iletişim kurarak mutlaka bunu konuşmalısınız. Bu süreci okulların rehberlik servislerindeki uzmanlar ve uzmanlık alanı çocuk-ergen olan uzmanlarla işbirliği içerisinde ilerletmek daha hızlı ve doğru bir çözüm yolu olabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.