Günlük yaşantımızda, gerek insanlararası bağlantılarda gerekse toplumsal olaylarda karşılaştığımız, her türlü zorluk ve engellenmelerin, ruhumuzda yarattığı olumsuz, problem verici hisler topluluğuna, “Stres” adı verilir. Belirli dozlarda yaşanan gerilimin, aslında bizim açımızdan olumlu tesirleri vardır. Hırsalanma hissimizin oluşmasına neden olarak itici bir güç ortaya çıkartır.
Tabii ki, günlük yaşantımızda ne yazık ki; her vakit, kıvamında bir dozda gerilimle karşılaşmamaktayız. Ağır çalışma, koşuşturmaca ve kent hayatı, bizlere haddinden fazla gerilim yaşatmaktadır. İşte bu noktada, artık bedenimizin karşı koyma ve savunma düzenekleri zayıflar ve ruhumuza ziyan verici, klinik durumlar ortaya çıkar.Çabuk öfkelenme, çok sonluluk, olaylara karşı tahammülsüzlük, sakin ve sağ duyulu düşünememe, kas tansiyon baş ağrıları, mide ekşime ve yanmaları üzere, birçok organ yansımaları biçiminde klinik şikayetler görülür.
Ruhumuzun bozulan kimyasını; en tesirli, en başarılı ve yan etkisiz olarak, akupunktur ile düzeltebilmekteyiz. Akupunktur tedavisinin buradaki en değerli tesiri, bedenimizin ruhsal savunmasında çok güçlü tesirleri olan, “Serotonin” ismi verilen kimyasalını salgılatmasıdır. Akupunktur, hiçbir yan tesire neden olmadan ve bedenimizin gereksinimi kadar salgılatır Serotonin’i…Bu kimyasala “mutluluk kimyasalı” da denebilir.İşte akupunktur tedavisi ile salgılatılan serotonin,vücudda rahatlama, memnunluk duygusu ve olaylara karşı koyabilme-başarabilme hislerine neden olur.
Gerek kulak akupunkturu, gerekse vücud akupunkturu ile çok başarılı tedavi yapılabilmektedir. Gerilimin klinik gidişi, kronikleşmeye çok eğilimli olduğu için, tedavinin en az 20 seans olarak planlanması gerekir.Uygulama sıklığı da, gerilimin klinik yoğunluğuna nazaran belirlenir.
Günümüz koşullarını gözönüne alacak olursak; akupunktur ile ruhsal durumun daha da güçlendirilmesi için, hiçbir şikayet olmasa da yılda bir kere, üç seanslık hatırlatma tedavisinin uygulanması çok isabetli olacaktır.