Çocuklarda Övgü

Hepimizde olduğu gibi çocukların da motivasyona ihtiyacı vardır. Yetişkinler de çocukları ‘’cesaretlendirmek’’ veya ‘’motive etmek’’ için övgü yoluna giderler. Fakat övgü yapmadan önce sorgulamamız gereken belli başlı sorular vardır.

  • Çocuğun övgüye ihtiyacı var mı?

  • Çocuğu hangi durumlarda nasıl övmeliyim?

  • Övgünün olumlu sonuçları olduğu gibi olumsuz sonuçları ile de karşılaşabilir miyim?

Yapılan araştırmalar övgünün yerinde, tutarlı ve aşırıya kaçmadan yapılması gerektiğini vurgulamaktadır. Aşırı övgü çocuklara “Senin becerin düşük ve bundan dolayı cesaretlendirilmeye ihtiyacın var” mesajı verir ve dolayısıyla özgüveni olumsuz etkiler.

Yeteneği ya da sonucu değil çabayı övün.

Stanford’da yeni yürümeye başlayan çocuklarla ilgili yakın zamanda yapılan bir araştırma, “yeteneği değil, çabayı övmenin, daha büyük motivasyona ve zorluklara karşı daha olumlu tutumlara yol açtığını” göstermiştir. 

Övgü çocuğun verdiği emek ve performansla ilişkilendirildiğinde, bireysel bağımsızlığı yani öz benlik oluşumunu desteklemekte, çocukların sosyal karşılaştırmalara ve etiketlenmelere uğramasını minumuma indirgemektedir. 

Süreç övgüsü sağlayın.

“Bunun üzerinde gerçekten çok çalışmış olmalısın!” Süreç hakkında övgü yapabilmek için, sürece tamamen hakim olmamız gerekir.

Örneğin çocuk bir resim yapmaya çalışıyorsa, seçtiği her renk için yorum yapmanıza gerek yoktur. Çocuğunuz size resmi gösterdiğinde sonuna kadar beklemeli ve ardından ‘Kahverenginin yanına moru koymayı seçtiğinizi görüyorum – bu çok ilginç!” gibi düşünmeye sevk eden cümleler söylemeniz uygun olur. Haimovitz’e göre bu tarz sorular sormak, çocuğun da aynı soruları kendisine sormaya teşvik edip, merak ve keşif duygusunu uyandıracaktır.

Yerinde övgü ile algısını değiştirin.

“Vay canına – bu projeden gerçekten zevk almış gibisin!” Yapıcı övgülerle çocuğun herhangi bir etkinliğe ilgisini arttırabilir, motivasyon sağlayabilirsiniz. Çocuğunuz bir çalışmaya katılmak için herkesten önce kendi belirlediği nedenlere odaklanır. Nedenlerini oluşturmasına yardımcı olabilirsiniz. 

Aşırı övgü ve özgüven ilişkisi

“Senin çizimin şimdiye kadar gördüğüm en güzel resim!”. Aşırı övgüye özgüvenleri düşük olan çocuklar kötü tepki verir. Dr. Corpus ve Good’a göre bunun nedeni, bu tür övgülerin imkansız bir standart oluşturması ve çocukların bu imkansızlık karşısında çabucak motivasyonlarını kaybetmeleridir.

Övgünüzün niteliğine dikkat edin.

Günümüzün rekabetçi dünyasında çocuklar için gerçek yeteneklerini yansıtmayan abartılı övgüler kullanılmaktadır. Stanford Study’nin araştırmacısı Prof.Carol S. Zweck’e göre, “‘Harikasın, harikasın’ gibi övgü ifadeleri çocuklara yardımcı olmaktan ziyade onlara zarar vermektedir. Bir başarısızlıkla karşılaşan çocuk yapılması gereken işi mükemmel yapmadığında harika olmadığını düşünüp demotive olabilmektedir.

Öz değer duygusu, çocukların gerçek başarılarına dayanır. .” Vay canına! Ne harika bir sanatçısın! Çok yeteneklisin! Sen gördüğüm en iyi ressamsın. ” demek yerine; ‘’Ne yaratıcı bir resim! Bunun üzerinde gerçekten çok çalışmış olmalısın ”gibi övgüler daha yerinde olacaktır.

Çoğu ebeveyn, çocuklarının kendilerini iyi hissetmelerini sağlamak için bunu masumca yapar. Masum görünse de, aşırı övgünün olumsuz sonuçları olabilir. Bu sonuçlar;

1.Tek olduğunu düşünme 

Çocuklar aşırı övüldüklerinde özel olduklarını düşünürler. Fakat bu ‘özel’ olmak iyi türden bir ‘özel’ olmak değildir. Bu algı onları hayata karşı savunmasız kılıp her şeyin kolay olacağını düşünmeye itebilir. Hırslarını karşılayacak becerilere sahip olamayan çocuklarda daha azını verip daha çoğunu almak isteyecekleri için hayal kırıklığı ya da narsizm gibi sonuçları olabilir.

2. Yetersizlik duyguları

Çocuklarımızı aşırı övmek, onların gerçek yetenekleri hakkında güvensiz hissetmelerine neden olur. Güvensiz hissettiklerinde, denemek istemeyi bırakırlar. Geri çekilebilirler çünkü başarısız olmaktan korkarlar.

3. Fedakar ebeveynlik

Ebeveynler, çocuklarına en iyisini vermek umuduyla sıklıkla fedakarlık yaparlar. Bazen bu aşırı bir şekilde yapılır ve ebeveynin hayatı yalnızca çocuğun etrafında dönmeye başlar.  Ev çalışmalarına kadar her şeye dahil olup onu överek yardımcı olma istediğimiz çocuklara yarardan çok zarar verebilir. Bunun olumsuz sonucu olarak çocuklar sonrasında sorumluluk almaktan kaçınan yetişkinlere dönüşebilirler.

4. Faaliyetlere ilgi kaybı

Çocuğumuzun katıldığı faaliyetlere fazla dahil olduğumuzda veya başarılarını yersiz övüp, her aşamada sürece dahil olduğumuzda; yersiz ilgi ve övgü (örneğin maçlarında tesahurat etme, ya da her gün dans bitimine kadar kurs camından izleme) çocuğu utanmasına ve kızgın hissetmesine neden olacaktır. Performansı için baskı hissettiğinde sevdiği bir aktiviteye ilgisini kaybedip, tamamen aktiviteyi sonlandırması ile sonuçlanacaktır.

Peki nasıl övmeliyiz?

  • Çocuklarınızın yapmaktan hoşlandığı şeyi keşfedin ve gerçekçi ve uygun teşvik sunun. Bunu yaparken etiketlerden kaçının.

  • Ebeveynler olarak, çocuklarımızı aydınlatan ve özgüvenlerini artıran etkinlikleri farkettirmeden not almalıyız. Sevdikleri ve iyi yaptıkları bir şeyi bulmaları için hassasiyetle onlara rehberlik etmeliyiz, ardından onlara aktiviteye katılmaları ve becerilerini geliştirmeleri için fırsatlar sunmalıyız.

  • Övgüyü bir iş için gösterdiği emek ve değer kadar yapmalı, sağlıklı kişilik gelişimine destek olmalıyız. 

  • En önemlisi, çocuklarımızın mutlu olmasını istiyorsak, onlara sadece övgü yapmak yerine, kendilerini iyi hissetme şansı sunmalıyız. Kendi kendine yeten, cömert ve şefkatli olmaları için fırsatlar yaratabiliriz.  Bu onlara sadece özgüven kazandırmakla kalmaz, aynı zamanda bu değerleri etrafındakilere yaymalarına da olanak tanır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Başa dön tuşu