Her bireyin yaşam boyunca kendisini çökkün, mutsuz, durgun, karamsar, isteksiz, umutsuz olarak tanımladığı zamanlar olmuştur. Hatta bazen böyle hissettiğimizde birilerine ‘depresyondayım’ diyerek bütün bu hissettiklerimizi özetleyen o kavramı bir çırpıda kullanıveririz. Zaman zaman geçip gidiveren bu hisleri tarif edebilmek mümkünken, bazen bahsetmenin bizlere daha kötü hissettireceği düşüncesiyle hiç bahsetmemeyi tercih ettiğimiz zamanlar olabilir. Peki gerçekten depresyonda mıyız? Depresyonda olduğumuzu nasıl anlayabiliriz?
Depresyonun kavramsal karşılığı ‘çökme’, ‘çökkün olmak’ demektir. Tarihsel olarak 1980li yıllarda ilk defa ruhsal hastalık tanı sınıfına dahil edilmiş olup ruhsal tanı sistemlerinde ‘’Depresif Nöbet’’, ‘’Major Depresyon’’ olarak yer almaktadır. Kişilerin duygudurumlarının yaşamın olağan akışı içerisinde her zamankinden daha isteksiz, durgun, karamsar, olumsuz olması zaman zaman mümkün olabileceği gibi belli bir süre içerisinde kaybolması beklenen bir şeydir. Ancak hakim duygulanımın belirli bir süreyi aşması ile birlikte evde, okulda, işte devam eden aktiviteler olumsuz etkilemeye başladıysa ve kişinin performansına yönelik problemlere yol açıyorsa, artık sürekli ve şiddetli bir hale geldiyse o zaman bunun ‘’depresif bozukluk’’ olabileceği düşünülebilmektedir.
Depresyon çeşitli nedenlere (genetik, çevresel etkenler, bilişsel özellikler..) bağlı olarak her yaş döneminde ortaya çıkabilen bir ruhsal hastalık olup genellikle 20’li yaşlarda başlamaktadır.
Depresyonda olduğu gibi diğer psikiyatrik ve psikolojik bozukluklara dair tanı konması uzmanlar eşliğinde yapılacak klinik değerlendirmeler sonucunda koyulabilmektedir.
Depresyonun birçok belirtiden oluşan tanı ölçütlerine bağlı tanımı olmakla birlikte en belirgin olanları:
Çökkün Duygudurum
İstek ve Enerji Kaybı
Aşırı Uyku ya da Çok Az Uyku
Dikkat Toplamada Güçlük ve Yorgunluk
İntihar / Ölüm Düşünceleri
Cinsel İstekte Azalma/ Bedensel Ağrılar
Karamsarlık/ Suçlu Hissetme’dir.
Depresyon diğer birçok ruhsal hastalık gibi tedavi olmanın mümkün olduğu bir problem olmakla birlikte kendi kendine geçse bile tekrar etme riski olan, kronikleşebilen bir yapıya sahiptir. Kişilerin bu problemle baş edebilme becerisini olduğundan daha yetersiz algılamasına sebep olabileceği bir süreç olması sebebiyle kişisel olarak altından kalkılması güçleşebilmektedir. Bu nedenle ruh sağlığı alanında uzman değerlendirmesi, sürece uygun tanı ve tedavinin gerçekleştirilmesi depresyonun tekrar etmemesi, kronikleşmemesi, tedavisi açısından önem kazanmaktadır.
Eğer sizler de yukarıda bahsi geçen belirtileri deneyimliyorsanız ve bu konuyla alakalı yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız mümkün olan en kısa süre içerisinde bir uzmana başvurmanız yararınıza olacaktır.
Sevgiler.
Psk. Esma ÜLKER YILDIRIM
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.