Saçlar ve tırnaklar kemik iliğinden sonra bedenimizde en hızlı gelişen dokulardır. Saçları üreten saç kökleri ve saçlı deri bu yoğun biyolojik aktivitesi için kaloriye, proteinlere, eser element ve vitaminlere ve kısaca doğru beslenmeye ihtiyaç duymaktadır.
Saç dökülmesine neden olacak eksiklikler, yanlış beslenme durumlarında, sindirim sisteminden yetersiz emilimlerde, alkolizm, kanser tedavileri, organ yetmezlikleri ve kronik hastalıkların varlığında gelişmektedir. Herhangi bir eksikliğe bağlı saç dökülmeleri yada saçın niteliğindeki değişimler hemen ortaya çıkmaz. Bu nedenle 3-4 aylık beslenme alışkanlıkları ve genel sistem gözden geçirilmelidir.
Saçların sağlıklı olmasında besinlerin rolünden bahsedildiğinde, yoğun bir bilgi kirliliği ve yanlış inanışların olduğunu görmekteyiz. Bir çok ürünün gereksiz yere tüketildiğini yarar sağlamadıkları gibi vücut dengesini bozarak zararlı olabileceklerini biliyoruz.
Her şeyden önce saçlar ve saçlı derinin de suya ihtiyacının olduğunu söylemek gerekecek ve bu nedenle günlük 8 bardak su tüketilmesinin vücudumuza ve saçlarımıza iyi gelebileceğini ifade etmeliyiz.
Kıl kökleri yüksek bölünme hızını idame ettirebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerjiyi ağırlıklı olarak karbohidratlardan sağlar. Düşük kalorili diyet alındığında saçlar incelir, kolay kırılır, yoğunluğu azalmış olarak görülür.
Saçların yapısının %80’nini keratin adlı protein oluşturur. Eksik protein alımında saçlar matlaşır, elastikiyetini kaybeder ve kolayca dökülür. Beslenmede protein ette, balıkta, süt, peynir ve yoğurt ile soyada bulunmaktadır.
Saçlarda yüksek biyosentez ortamı demirin yeterli oranlarda gerekliliğini doğurmaktadır. Kanda oksijeni taşıyan hemoglobin yapımı için gerekli olan demirin kanadan daha yoğun kullanıldığı anatomik birim kıl follikülleridir. Dolayısıyla demir eksikliğinde kanda anemi görülmeden çok önce saçlarda dökülme görülebilir. Demir eksikliği olan her kişide saç dökülmesi görülmese de, genetik olarak yatkın kişilerde, demir depolarının boşalmasının, saçların dökülmesine neden olduğu kabul edilmektedir. Dolayısıyla saç dökülmelerinde, demir depolarının istenilen düzeylere getirilmesi önerilmektedir.
Saç sağlığı için önemli olan bakır kanda hemoglobin yapısına katılmaktadır. Eksikliği beslenmeden daha çok genetik bir problem yada diyette fazla çinko alınmasından kaynaklanmaktadır. (Fazla çinko bakırın emilimini azaltmaktadır. ) Bakır sakatatlarda, deniz ürünlerinde, tohumlarda ve fındıkta bulunmaktadır.
Saçların %80’nini oluşturan keratinin karakteristik özelliği içerdiği yüksek orandaki sülfürdür. Bu sülfür, sistin aminoasidi kaynaklıdır. Sistin sisteinden ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sistein kullanımının saç gelişiminde olumlu etkileri gösterilmiştir. Sistin, B kompleks vitaminleriyle birlikte alındığında, saç kalitesinde, saçın dayanıklılığında artış görülmeltedir. Vitamin B6’nın, sistinin kıl hücrelerine girişine yardımcı olduğu bilinmektedir.
L-lizin saç gelişiminde önemli olabilecek diğer bir esansiyel aminoasittir. L-lizin alımı hemen tamamen et, balık, yumurta ile sınırlı olduğundan, bu yiyeceklerin eksik tüketiminde (ör. vejeteryanlar), saç gelişiminde sorun olabileceği, saçtaki lizin depolarının diğer organlara aktarılacağı düşünülmektedir. Bu aminoasitin çinko ve demir kullanımı için gerekli olduğu kabul edilmektedir.
Vitamin B6, B12 ve Folik asit eksikliklerinde folliküllerin yetersiz beslenmesi ile dökülme ve saçların yavaş uzamaları ortaya çıkmaktadır.
Erişkinlerde günlük olarak Vit. B6 2 mg alınmalıdır. Vit. B6 dan zengin olan besinler aslında proteinden de zengindir ve bunlar; tavuk, balık, domuz eti, karaciğer, böbrek, soyada bulunmaktadır. Bunlar dışında tahıllar, pirinç ve fındıkta da az oranlarda bulunmaktadır. Vit B12 erişkinlerde günlük alımı 6 mikro g dır. B12 vit daha çok hayvansal besinlerde et, balık, yumurta ve sütte bulunmaktadır. Folik asit erişkinlerde 400 micro g günlük alınmalıdır. Yapraklı bitkiler, portakal suyu, avakado, pancar, brokoli, karaciğer, tahıllarda bulunmaktadır.
Biyotin
Biotin, H vitamini, Vitamin B 7. Biyotin eksiklğinde saç dökülmesi geliştiği gösterilmiştir. Barsak bakterileri de biyotin ürettiğinden, biyotinin sonradan eksikliği nadirdir.Çiğ yumurtayı sıklıkla tüketenlerde görülebilir. Yumurta içindeki avidin, biyotini bağlar ve emilimini engeller. Pişen yumurtada avidin denatüre olur.Antibiyotiklerin uzun kullanımında bağırsak flora bozulursa, uzun süreli damar yolu ile beslenenlerde, biyotinden fakir mamayla beslenen bebeklerde, alkolizmde biyotin eksikliği görülebilir. Yiyeceklerden yumurtada, karaciğerde, mantarda ve yeşilliklerde bulunmaktadır.
Dışarıdan alınması gereke C vitamini kollajen sentezi ve keratin liflerinin çarpraz bağlanmasında önemlidir. Eksikliğinde erişkinlerde kıllarla ilgili belirtileri; saçlarda kırılma, çatallaşma, tirbüşon saçlar ve cansız kıllardır. Erişkinlerde günlük alınımı 60 mili gr dır. Sigara içenlerde bu iki katı olmalıdır. Meyva ve sularında, kavunda, biberde, koyu renkli yapraklı bitkilerde patateste, domateste bulunmaktadır.
Selenyum, antioksidan sisteminin önemli bir üyesi olan esansiyel bir eser elementtir. Normal şartlarda eksikliği görülmez. Ancak uzun süre damar yolu ile beslenenlerde ya da toprağın selenyumdan fakir olduğu bölgelerde selenyum eksikliği görülebilir. Saç dökülmesi, saçlı deride beyazlık yapmaktadır. Selenyumun yüksek dozlar kullanımının toksik olabileceği unutulmamalıdır. Bu toksik etkisi saç dökebilmektedir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.