Hangi Diyeti Uygulamalıyım?

Alkali diyet, Ketojenik diyet, Taş devri diyeti ,Karbohidrat diyeti, Dukan diyeti, Karatay diyeti, Antienflamatuvar diyet, Akdeniz diyeti, Eliminasyon diyeti….

Ve daha pek çok isimde diyet var. Peki sağlık sektörüyle bağlantısı sadece hastalıklarına deva bulmak için bulunan bir kişi, yani hasta yani siz, hangi diyeti yapması gerektiğine nasıl karar verir. Asıl soru insan kendi diyetine kendisi mi karar vermelidir?

Diyetler birbirinden ne kadar farklı, acaba doğru diyeti mi uyguluyorum, ne kadar zaman yapmalıyım.. bir yaptığım diyeti diğeri beğenmiyor, bunlarda hep birbirine karşı bir şey söylüyor.. e aynı değil mi niye ismi farklı. Oooff çok zor bu listeler..

Hepsinin isimlerini unutalım, diyet kavramını bile silelim. Asıl olan SAĞLIKLI BESLENMEK, bedenin ihtiyaçlarını görmek, fazladan aldıklarımızı fark edebilmek ve onlardan bazen vazgeçmek bazen azaltmak.. peki bunu nasıl yapacağız?

  1. Katkı ürünü içeren herşeyi terk edelim

Katkı maddeleri genel olarak paket içine giren rafa konulan ve son kullanım tarihi olan her üründe vardır. Bazı zaruri olanlar dışında tümünü sağlıklı alternatifleri ile değiştirelim. Mesela et/tavuk bulyon yerine evde hazırladığımız yada güvenli hazırlanmış olarak satılan et ve tavuk suları kullanalım. Hazır çorba içmeyelim, atıştırmalıkları kendimiz yapalım, paketli dondurma almayalım, mümkünse deterjanlarımızı doğal ürünlerden yada doğala yakın alternatiflerden seçelim.

  1. Karbonhidratı yani unu ve şekeri hayatımızdan çıkaralım.

Ekmeği, unlu gıdaları tamamen terk etmek en iyisi ama bunu yapamıyorsak bile zararlarını kabul edip bir gün terk etmeye niyet etmek, en azından azaltmak ve daha sağlıklı olanla değiştirmekle başlayalım. Mesela hergün dışarıdan kahvaltı etmek zorundaysanız poğaça yerine simit alıp bunu bir miktar peynir ile doyurucu hale getirip, bir simidi arkadaşınızla paylaşarak başlayabilirsiniz. Hatta bunları tamamen bıraktığınızda onlarsız nasıl daha uzun süre tok kaldığınıza şaşıracaksınız. Ekmeksiz yapamam diyenler; hiç değilse karabuğday ekmeğini, ekşi mayalı çavdar ekmeğini, yulaf ekmeğini deneyin.

  1. Bol su içelim

Her 30 kg için bedenimizin günlük 1 lt suya ihtiyacı vardır. Eğer spor yapıyorsanız spora ayırdığınız her 1 saat için 1 lt daha eklemelisiniz. Bu genel bir kaidedir ancak enflamatuvar bir hastalığınız varsa yani romatizma, fibromiyalji gibi bir tanı yada vücudunuzda özellikle sabah kalktığınızda şişlikler ve ağrılar hissediyorsanız suyu 2 lt ile sınırlı tutun ancak daha çok sıcak içecekler tüketin. İçip içip suya doyamıyorsanız içine kabuk tarçın, su içmekte zorlanıyorsanız bir iki damla limon ya da elma dilimi atabilirsiniz.

  1. Hayatımızda bir miktar hareket olsun

Ne kadar yoğun bir yaşantınız olursa olsun, düzenli olarak kalp atımını hızlandıracak bir hareket yapmadıkça , sizin hareketleriniz spor hükmünde işe yaramayacaktır. Hiç hareketiniz yoksa hergün en az 15 dk yürüyerek başlayın. 7 dk bir yöne düz yolda ritmik adımlarla yürüyün ve geri gelin. Sonra her 3 günde bir bu süreye 2 dk katın yani 8 dk git, 8 dk dön. 1 ayın sonunda rahatça arttırdığınız sporunuz hergün 30 dk yürüyüş halini almış olacak ve artık yürümeyi seveceksiniz.

  1. Eğer ağrılı bir hastalığımız varsa GLUTENi keselim

Glüten aslen bütün enflamasyonların temelindeki sorumludur çünkü hali hazırda sağlıklı ve bizim bünyemizin sindirmeye alışık olduğu bir glüten yok denecek kadar az. Genellikle Türk insanı hamur işi yemiyorum bıraktım dese bile en azından her sofrasında ekmek olduğu ve genellikle beyaz undan yapılan ekmeği tercih ettiği için herkeste glüten intoleransı oluyor. Bu da barsak yapısını bozarak temelde sindirim problemlerine, peşinden toksin yükünün artması ile beraber vitamin eksikliği, allerjiler, ağrılar ve kilo almaya varan çeşitli tablolara sebep oluyor. Buna geçirgen barsak sendromu denildiğini duymuşsunuzdur. Bu durum aslen tüm ağrılı durumların temelindeki sorumludur(migren, sinüzit, fibromiyalji, romatizma v.b).

  1. Neyi çok tüketiyorsanız o sizin için zararlıdır.

Bu kural, en sağlıklı gıda için bile geçerlidir. Mesela yoğurt yada süt yada peynir.. hatta meyve .. bunların zararlı olduğunu kim söyleyebilir.. ancak eğer siz toplamda 3 porsiyondan fazla meyve tüketiyorsanız, özellikle bunu akşam saat 9 dan sonra yani sindirim durduktan sonra yapıyorsanız faydalı değil zararını görürsünüz. Ya şekeriniz yükselir, ya mideniz gaz yapar yada kilo alırsınız. 

  1. Son olarak.. diyeti kendi kendinize yapmayın

Yukarıdaki maddelere uymak bir rehber gerektirmez ancak belli bir disipline girmek, kalori kısıtlaması, diyet ve ağır spor, belli bir kiloyu hedefleyerek diyet yapmak yada şeker hastalığı için bir diyet başlıyorsanız mutlaka danışmalısınız. Başlangıç doğru olsa bile devamında insan kendini kontrol etmek konusunda zayıf bir varlıktır. Hatta diyetisyenin bile diyetisyene ihtiyacı vardır.


Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu