Günümüzde tıbbın her kısmında olduğu üzere, akupunktur kolunda da lazer teknolojisi kullanılmaktadır. Lakin,burada çabucak belirtmemiz gerekir ki;lazer her vakit her hadisede uygulanabilecek ve iğneli akupunkturun yerine konulabilecek bir teknik değildir. Gerek kulak, gerekse vücud akupunkturunda tesbit edilen noktalar, olayın klinik tablosuna nazaran ya uyarılmalı yada baskılanmalıdır.Lazer ışığı,uygulanan akupunktur noktasını uyaran özellikte olduğundan,baskılanması gereken noktaya uygulanacak olursa, elde edilmesi gereken farmakolojik tesirin tam zıddı bir tesir elde edilmiş olur ve hastanın uygunlaştırılması mümkün olmaz, hatta; istenmeyen tesirler oluşabilir.
Lazer akupunkturun tesirli olduğu hastalıkları sayacak olursak:
- Ağrılı kas kasılmaları ve tutulmaları (myalji,fibromiyalji v.b)
- Bel ve boyun fıtıkları
- Eklem kireçlenmeleri
- Allerjik cilt hastalıkları (ürtiker,egzama v.b)
- Sedef hastalığı (kısmen etkilidir)
- Sinüzit
Gerçek manada klinik olarak tesirli olduğu üstteki hastalıkların dışında, lazer akupunkturun tesirli olduğu öbür hastalık yoktur.İğneli akupunkturun yerini alabilecek bir teknik yada teknoloji şimdi bulunmamıştır.Nasıl ki, bebeklere ve çocuklara yapılan aşılar, iğne şırıngaları ile yapılıyorsa ve şimdi bunun yerine geçebilecek bir teknik bulunamadıysa; birebir şey iğneli akupunktur için de geçerlidir. Akupunktur noktalarının uyarımı gerekiyorsa lazer akupunktur tekniği tabiki şahanedir.Ancak, akupunktur noktalarının baskılanması gerekiyorsa,işte o vakit kesinlikle gümüş iğne ile devreye girilmesi gerekir.Eğer, gümüş iğne batırılması gereken kulak akupunktur noktasına lazer ışığı gönderirseniz o noktayı uyararak dilek etmediğiniz bir klinik tesir oluşturmuş olursunuz.Çünkü lazer ışığı hücresel seviyede hücrelerarası sıvıda (intersellüler-extrasellüler sıvı), hücre dışında yer alan sodyum (Na+) iyonlarının hücre içine girmesine neden olarak; hücre membranında, “istirahat membran potansiyeli”ni arttırır ve o hücrenin uyarılmasını yani biyolojik fonksiyonlarının artmasını sağlar.Klinik tesir açısından baskılanması gereken hücreler topluluğuna lazer ışığı gönderirseniz, işte bu türlü bir tesir oluşturur ve hücre fonksiyonlarını azaltmak yerine tam bilakis arttırmış olursunuz.Sonuçta da,hasta güzelleşeceğine daha da kötüleşir.
İşte bu bilimsel nedenlerden dolayı; “…artık akupunktur iğnesiz yapılıyor”, “…lazer, iğne akupunkturunu rafa kaldırdı” biçimindeki telaffuzların katiyen bir kararı ve geçerliliği yoktur.Tıp bilimi, kandırmacayı kaldırmaz.Bu,bilime saygısızlıktır.İğne ile yapılan akupunktur tedavisi bedelini,insanlık varolduğu sürece koruyacaktır,tıpkı,klasik muayene prosedürlerinin; MR,Tomografi ve Ultrasonografi üzere son derece gelişmiş teşhis araçlarına karşın, altın pahasını hala daha koruduğu gibi…