İnfertiliteyi kabaca, 1 yıl veya daha uzun süre korunmasız cinsel ilişkiye rağmen gebeliğin oluşmadığı ve kadın veya erkeklerde görülebilen bir üreme sistemi rahatsızlığı olarak tanımlayabiliriz. Yapılan araştırmalara bakıldığında, pek çok çiftin infertiliteyi yaşamlarının en büyük krizi olarak gördüklerini söyleyebiliriz. Özellikle toplumsal açıdan bakıldığında, eskisi kadar katı olmasa da, evlilik çocuk yapmak hala birlikte ve olmazsa olmaz konular olarak görüldüğünden, infertilite yaşadığını öğrenen bireyler pek çok açıdan zorlanabilmektedir. İnfertilite kavramının, Türkçede verimsizlik anlamına gelen, kısırlık kelimesi ile dilimize yerleşmiş olduğunu düşünürsek, arka planda toplumsal kalıp yargıların ne kadar büyük bir rolünün olduğunu tahmin etmek hiç de zor olamayacaktır.
İnfertilite Psikolojisi
İnfertilite konusunda yapılan çalışmalar infertil bireylerin stres, depresyon, yalnızlık, sosyal izolasyon, damgalanma, düşük benlik saygısı, evlilik sorunları gibi pek çok sorun yaşadığını göstermektedir. Ama önemli bir diğer nokta şudur ki, bu sorunlara kadınlar erkeklerden daha fazla maruz kalmaktadır. Bunda toplumumuzda, doğurganlık sorumluluğunun çoğu zaman kadınlara ait kabul edilmesinin etkisi büyüktür. Peki bu psikolojik tanıların ötesinde infertilitesi olan kadınlar neler yaşamaktadır? Kendisini suçlamakta, durumu başarısızlık gibi görmekte, eksik veya tamamlanmamış hissetmekte, değersizlik veya yetersizlik hisleri yaşayabilmektedir. Kendisini toplumdan soyutlayabilmekte veya dışlanmış hissedebilmektedir. Anneliğin kutsal görülmesi ve toplumda bir statü gibi algılanması, anne olamayan kadınların yaşadıkları bu sorunlara önemli bir zemin oluşturmaktadır.
İnfertilitede Psikolojik Destek Neden Önemlidir?
Burada iki faktörden bahsetmek istiyorum: İlk olarak, yapılan birçok araştırmaya göre, tedavi başlangıcındaki stres ve depresif duygudurumunun şiddetli olması, gebe kalma şansını azaltabilmektedir. Yani infertilite sonucunda kişinin yaşadığı psikolojik zorluklar, tedavi sürecini ve sonucunu da dolaylı olarak olumsuz etkileyebilmektedir. Bu nedenle yaşanılan psikolojik sorunlarla baş edebilmek oldukça önemlidir.
İkinci olarak ise, yine araştırma sonuçlarına göre, kadınların eğitim durumu, ekonomik durumu, infertiliteye yükledikleri anlam, hayatlarına annelik dışında başka anlamlar bulması gibi faktörlerin varlığı infertil kadınların yaşam kalitelerini artırmaktadır.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.