Migren hakikaten kişiyi, her istikametten çok olumsuz etkileyen hatta kendinden bezdiren bir baş ağrısı rahatsızlığıdır.Kelime manası, yarım baş ağrısı demektir.Tarihte migrenli birçok tarihi şahsiyet var..
Örneğin, Van Gogh ve Picasso gibi…Van Gogh fotoğraflarında yüklü olarak sarıyı kullanmış, ışığı hareli formda göstermiştir.Picasso da, düşey yarıklar ile kayık yüz kesimlerini fotoğraflarında kullanmıştır.Bu iki ünlünün dışında da Claude Monet, Sezar, Napolyon, Virginia Wolfe, Elvis Presley ve John F. Kennedy üzere tarihe ismini yazdırmış ünlüleri de unutmamak gerekir.
Tüm toplumlarda sık görülen bir baş ağrısı cinsidir.Öyle bir baş ağrısıdır ki; “Allah düşmanıma vermesin” dedirtecek kadar bezdirici ve bıktırıcı bir ağrıdır.Bu ağrının ne demek olduğunu,ancak yaşayan bilir.Hepimizin günlük hayatında vakit zaman baş ağrılarımız olur.Bunlar birçok vakit uykusuzluk,stres,yoğun çalışma temposu, trafik sıkıntısı, gece yatakta biçimsiz yatış durumu üzere birçok sebeplere bağlı olarak ortaya çıkar.Fakat hiçbir vakit migren üzere, zahmetten çıkartıcı değildir.Bu tıp ağrıyı ılık bir duş alarak yada rahat bir ortamda uyuyarak geçirebiliriz.Duş sonrası yada deliksiz bir uyku sonrası ağrıdan eser kalmaz.
Peki ya migren o denli midir?…
Migrenkrizinde olan kişi, bırakın duş almayı, büsbütün sessiz ve loş bir ortamda hareket etmeden kalmak ister.Ağrı kudurdukça kudurur.Bulantı, görme bozukluğu v.b birçok belirti,bu ağrıya eklenir.
Migrenile ilgili bu yazı dizimizi, lütfen, çok dikkatle izleyin. Can alıcı özellikleri ile migreni güzelce tanıyacağız ve akupunktur ile tedavisini konuşacağız.
Akupunktur hakikaten migreni tedavi edebiliyor mu?
Tedavi ediyorsa, kalıcılık sağlayabiliyor mu?
Bunların hepsini açık ve net olarak konuşacağız.
Yazımızın II.bölümüne kaldığımız yerden devam edeceğiz…