İlaç tedavileri ile bir türlü geçmeyen kronik bir hastalığımız varsa; bizi yıllar içinde bitkin ve bıkkın hale getirir.Çünkü yıllarca daima sıhhat kurumlarına gidip; tabip doktor gezdiğimiz halde,en azından rahatlatıcı bir sonuç alamamışızdır.Haklı olarak da, ister istemez; ümitsizlik,mutsuzluk ve bıkkınlık gösteririz.
Vücudumuz yaklaşık 100 trilyon hücrelerden yaratılmış eksiksiz bir organizmadır. Allah bizi böylesine karmaşık bir sistemde yaratırken, içimize ilaç sistemleri de koymuştur.Yani bedenin kendi kendine tedavi edebileceği bilgisayar donanımlarını da yerleştirmiştir.
Örneğin günlük hayatımızda çoğumuz farkında olmadan bir formda parmağımızı kesebiliyoruz ve tekrar farkında olmadan yara zaten kapanıyor.İşte bunu yapan güç, bedenimizin içindeki kusursuz yapıdaki ilaç sistemidir.Bu örnekten hareketle, bedenin kendi kendine iyileştirebileceği tüm hastalıklarda, akupunktur uyarısı ile tedavi sağlanabilmektedir.Mevcut hastalığın tedavisi için gerekli olan orjinal ilaçları, akupunktur noktalarını uyarmak suretiyle salgılatabilmekteyiz.
Astım, migren, bel-boyun fıtıkları, yumuşak doku romatizması (Fibromiyalji), depresyon, eklem kireçlenmeleri üzere birçok hastalığın tedavisi akupunktur ile mümkün olmaktadır.Yan etkisiz, ilaçsız ve çoğunlukla kalıcı tedavi sağlayan akupunktur; daima hayat uzunluğu ilaçlara mahkum edilen ve hekim tabip gezmekten, torbalar dolusu ilaçlar kullanıp da hiçbir klinik düzgünleşme sağlanamamış hastalar için harika bir seçenektir.
İşte, tüm bu nedenlerden dolayı, akupunktur tedavisini öneriyoruz.Akupunktur tedavisi ile, şahsî maddi-manevi yararların yanı sıra, ulusal ekonomik çıkarlar da sağlanır.Bilindiği üzere, tüm kronik hastaların tedavisi devletimize çok büyük meblağlarda ekonomik yük getirmekte ve ayrıyeten gereksiz ilaç savurganlığına da yol açmaktadır.Devletimizin iktisadını düşünmek vatandaşlık misyonumuzdur.
Son kelam: “Vücudumuzu kendi ilaçları ile tedavi bahtını bizlere sunan akupunktur bilim kolundan, ne kadar çok yararlanırsak; o oranda sıhhatimizi, şahsî iktisadımızı, devletimizin iktisadını ve vaktimizi kazanmış oluruz…”