Üriner taşlara yaklaşım çocuklara özgü ciddi farklılıklar gösterir. Tedavi öncesinde doğru değerlendirme tedavi başarısını arttırır ve komplikasyonları azaltır.
Çocuklarda taş tedavisi uygun bir şekilde yapılmazsa, üriner enfeksiyon ve hatta üriner sistemi tıkayarak böbrek yetmezliğine kadar ciddi problemlere neden olabilir.
Üriner taş tipleri nelerdir?
Kalsiyum oksalat (%50), Kalsiyum fosfat (%20), Enfeksiyon (Struvit) (%10-15), Ürik asit (%7), Sistin (%5), Karışık (%4), Ksantin (%1).
Üriner taş oluşumu
Genetik, çevresel, anatomik ve kimyasal faktörlerin etkileşimi sonucu oluşur. Taş oluşumunu arttıran durumlar; genetik, yetersiz sıvı alımı, beslenme, az idrar yapma, üriner enfeksiyon, iklimsel sıcaklık, yaşanılan coğrafya, anatomik ve fonksiyonel üriner anomali, üriner sistem içinde yabancı cisim (sondalar), metabolik bozukluklar, idrarda taş yapıcı iyon fazlalığı, idrarda taş önleyici iyon azlığı, idrar pH, hareketsizlik, kronik diyare (malabsorbsiyon).
Üriner taş tanısı
Çocuklarda belirti ve bulgular erişkinlerden oldukça farklıdır. Çocuklarda üriner taşlar bulunduğu yere göre farklı bulgular verebilir. Bazen de tesadüfen taş tanısı konur, böbreği bozduğu halde çocuğun hiçbir yakınması olmayabilir.
Taş analizi çok önemlidir. Taş tipine göre hastanın sonraki takip ve koruyucu tedavisi düzenlenir.
Medikal Tedavi
Üriner taşların tedavisi çocuklara özgü ciddi farklılıklar göstermektedir. Tedavi öncesinde doğru değerlendirme tedavi başarısını arttırabilir, komplikasyonları azaltabilir.
Her çocuğun ihtiyacına uygun tedavi uygulanmalıdır. Taşa zemin oluşturan anomaliler ve metabolik problemler tedavi edilmelidir.
Üriner taşların tekrarlama sıklığı çocuklarda ciddi bir sorundur. Taşların tamamının vücuttan uzaklaştırılması çok önemlidir. Yoksa tekrar taş gelişmesi ve küçük parçaların kısa sürede büyüme riski yüksektir.
Tedavi tipini ve başarısını belirleyen faktörler
-
Üriner sistemin anatomisi ve anomali olup olmaması
-
Taşın özellikleri: Taşın yükü/büyüklüğü (boyutu X sayısı), içeriği (yapısı) ve yeri
-
Çocuğun yaşı ve cinsiyeti
-
Teknik donanım kalitesi ve çeşitliliği
-
Üriner sistemde taşa bağlı genişleme, şişme ve enfeksiyon varlığı
-
Uzmanın deneyimi
Tıbbi (Medikal) Tedavi
Tekrar taş oluşumunu önlemek için yeterli sıvı alımı, uygun beslenme ve ilaç tedavisi sağlanabilir. Taşların oluşmasını ve büyümesini önlemede en etkili faktör alınan sıvı miktarıdır.
Çocuklar büyümeye ve gelişmeye devam ettiği için hiçbir zaman diyet uygulanmamalıdır. Ancak, hayvansal protein, şekerli ve unlu mamuller, hazır gıdalar ve fastfood ürünleri yenmemelidir. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmelidir.
Verilecek ilaç türü taşın tipine göre farklılık gösterebilir.
Cerrahi tedavi
Modern yaklaşım ve teknolojik gelişmeler sayesinde günümüzde üriner taşların %90’ından fazlası kapalı ameliyat yöntemleri ile tedavi edilebilmektedir.
Tedavide çocuğa uygun ekipman ve çocuk konusunda deneyimli uzman hayati önem taşır.
Taşın tekrar gelişme sıklığı çocuklarda ciddi bir sorundur. Bu nedenle, ameliyatta daima tüm taş parçaları çıkarılmalıdır. Yoksa tekrar taş gelişmesi ve küçük parçaların kısa sürede büyüme riski yüksektir.
Cerrahi tedavi gerekliliğini arttıran faktörler
6 aydan büyük çocuklar, semptom (İYE, ağrı) veya tıkanıklık olması, eni 4 mm’den büyük taşlar, multiple veya bilateral taş olması ve rezidü taş kalması ameliyat ihtiyacı riskini arttırmaktadır.
Taş Kırma / ESWL
Taş kırma cihazı ile vücut dışında oluşturulan şok dalgalarının üst üriner sistemdeki taşa odaklanıp çarparak taşı kırma işlemidir.
Genel anestezi ve radyasyon altında yapılır. Birden fazla seans ve dolayısıyla defalarca genel anestezi ve radyasyon gerekebilir.
Doktorun cerrahi deneyimi önemli mi?
Çocuklarda böbrek küçük ve çok hareketlidir. Üreterler ise ince ve duvarı zayıftır. Bu nedenle, çocukların üriner sistem anatomisini ve gelişimini bilmeyen, çocuk girişimlerine aşina olmayan ve endoskopik taş cerrahisi konusunda yeterli deneyimi olmayan hekimler tarafından taş çıkarılmaya çalışılırsa hayati düzeyde ciddi komplikasyonlar oluşabilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.