Ortak kullanılan şallardan, kabindeki kıyafetlerden bile bulaşıyor!
Geçmek bilmeyen kaşıntıların sebebi çoğu zaman alerjiler olarak görülür. En son akla gelen ise insandan insana temas yoluyla kolaylıkla bulaşan uyuz olur. Oysaki uyuzun bulaşması o kadar kolay ki… Uzmanlar kafe ve restoranlarda üşüyünce sıkı sıkı sarıldığımız ortak şallar konusunda dahi uyarılarda bulunuyor.
Küçük akarların neden olduğu bir cilt rahatsızlığı olan uyuz, vücudun çeşitli yerlerinde döküntülere sebep olur. Genellikle parmak aralarından başlayarak vücudun diğer bölgelerine yayılan bu döküntüler bir süre sonra dayanılmaz kaşıntılara dönüşür.
Uyuz vakalarında pandemi sonrası büyük artış yaşanmaya devam ediyor.
-
Bir kişi neden uyuz olur ve uyuz nasıl bulaşır?
-
Ortak kullanılan alanlardan uyuz bulaşır mı?
-
Mağazalarda denenen kıyafetlerden, kafelerdeki şallardan da bulaşır mı?
-
Neden pandemi döneminde uyuz vakaları arttı?
Tüm bu sorular ve daha fazlasını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi ve deri ve zührevi hastalıklar uzmanı Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Sedat Akdeniz, Dermatoloji Uzmanı Dr. Ayşe Ferzan Aytuğ’a sorduk.
EN AZ 15 DAKİKALIK TEMAS GEREKİR
‘Hominis’ adlı akar türünün neden olduğu bir parazit hastalığı olan uyuzun özellikle el parmak araları, el bileği, koltuk altı, karın olmak üzere tüm vücutta yoğun kaşıntıya sebep olduğunu söyleyen Prof. Dr. Zekayi Kutlubay, “Uyuzda gece artan kaşıntılar yaşanır. Bu yoğun kaşıntıya bağlı deride döküntü ve yaralar görülebilir. Genellikle hasta olan biriyle doğrudan ve yakın temas ile bulaşır. Kişiden kişiye bulaşması için genellikle en az 15-20 dakikalık bir direkt temas şart. Uyuzlu bir kişinin yatağında yatmak, giysilerini yıkamadan kullanmak ile de bulaşabilir” ifadelerini kullandı.
KAŞINTILAR UYKUDAN UYANDIRIR
Sık sık alerji ile karıştırılan uyuzu nasıl ayırt edebileceğimizi sorduğumuz Prof. Dr. Kutlubay, “Alerjik kaşıntılar genellikle neden olan faktörden sonra görülürken uyuzda kaşıntı özellikle geceleri görülür ve uykudan uyandırır. Alerjik kaşıntı genelde ailede diğer kişilerde görülmezken; uyuzda kaşıntı diğer aile fertlerinde de görülür” dedi.
PANDEMİ VAKALARI DA ETKİLEDİ
Pandemi döneminde uyuz vakalarında artış gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Kutlubay, sebebini şu şekilde açıkladı:“Evde karantina nedeniyle özellikle kalabalık ailelerde temasın artması ve koronavirüs nedeniyle hastaların hastaneye başvuruda gecikmesi uyuz vakalarında yaklaşık 2-3 katlık bir artışa neden oldu. Artışın bir nedeni de kullanılan ilaçlara direncin gelişmesi. Direnç nedeniyle tedaviler gecikmekte, süre uzamakta ve bulaşma da artmakta.”
Prof. Dr. Akdeniz ise pratik uygulamada uyuz vakalarının artmış olduğunu ancak pandemi döneminde epidemiyolojik çalışmalar yapılamadığını ifade etti.
“Yapılacak çalışma verileri ile artış oranlarını net olarak öğrenebiliriz. Uyuz artış nedenleri arasında sosyal yaşam koşullarının olumsuzluğu, göçler, kalabalık yaşam alanları önemli etkenler. Ülkemizde bunu destekleyen göçlerin yaşanmış olması uyuz olgularının artışında rol almış olabilir. Global ısınma ise tüm dünyada ve ülkemizde olguların artışındaki önemli etkenler arasında yer alıyor.”
ORTAK ŞAL KULLANIMIYLA BİLE BULAŞABİLİR
Prof. Dr. Kutlubay, uyuzun insana zorunlu bir parazit olduğunu söyleyerek, ortak şal kullanımıyla geçme ihtimalinin olduğunu vurguladı.
“Uyuz akarları, dış ortamda en fazla 3-4 gün canlı kalabilir. Havalandırmakla uyuz paraziti hemen ölmez. Bu tür kıyafetler ya 60 derecede yıkanmalı ya da ağzı kapalı bir poşette 7 gün bekletilmeli. Ancak bu şekilde parazitler ölebilir.”
Prof. Dr. Akdeniz, uyuzun temel olarak yakın deri teması ile bulaşacağını vurgulayarak, aynı yatağı paylaşma veya uyuz olan birinin yatağında uyumak, daha az sıklıkta ortak kullanılan giysi ve havlularla bulaşabileceğine dikkat çekti.
“Cinsel temas ile uyuzun bulaşmasına da sık rastlanır. Ancak örneğin uyuz paraziti taşıyan biriyle kısa süreli kolumuzun temas etmesi ile uyuz bulaşması pek olası değil, daha uzun süreli temaslar gerekir. Ancak çok parazitli uyuz tiplerinden biri olan Norveç uyuzunda kısa süreli temaslar bile bulaşmasına neden olabilir.”
PARAZİT SAYISI MİLYONLARI BULUR
Zaman zaman duysak bile ayrımını pek yapamadığımız kabuklu uyuzu sorduğumuz Prof. Dr. Kutlubay, “Norveç uyuzu olarak da bilinen kabuklu uyuz, bağışıklık sistemi zayıflamış hastalarda ortaya çıkan yaygın kabuklu yaralarla seyreden uyuz cinsi. Kabuklu uyuzda kaşıntı az olduğu ya da hiç olmadığı için parazit sayısı artar. Normal bir uyuzlu kişide parazit sayısı 12 civarında olur. Fakat kabuklu uyuzda parazit sayısı milyonları bulur” dedi.
UZUN SÜREN YOLCULUKLARDA RİSK BÜYÜK
‘Biz farkında olmadan mağazada denediğimiz kıyafetten veya otobüste oturduğumuz koltuk bile bir risk sayılabilir mi?’ sorusunu yönelttiğimiz uzmanların cevabı ‘Evet’ oldu.
Uyuz paraziti taşıyan birinin kısa süreli denediği kıyafetlerden, kullandığı şallardan düşük olasılık da olsa bulaşma ihtimali olduğunu belirten Prof. Dr. Akdeniz, “Eğer çok fazla parazit taşıyan biriyse bu olasılık daha da artar. Toplu taşımada oturduğumuz koltuklar ve tutunduğumuz yüzeylerden de uyuz bulaşabilir. Bu da düşük bir olasılık ama uyuz paraziti taşıyan kişinin saatler süren yolcuğu sonrası kullandığı koltuk bulaştırıcılık açısından oldukça riskli hal alır” dedi.
BULAŞI ÖNLEMEK OLDUKÇA GÜÇ
Evde hastalığı geçiren biri varsa diğer aile üyelerinin korunması oldukça güç. Korunmanın ilk formülünün yakın temastan kaçınmak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kutlubay, “Uyuz olan kişiyle aynı kıyafetleri giymemek, aynı yatakta yatmamak, aynı kişisel eşyaları kullanmamak gerekir. Uyuz Hastalığı geçiren kişiyle aynı evde kalan hastalara önlem olarak uyuz tedavisi verilmesi gerekir. Mutlaka kaşıntı olsun veya olmasın evdeki herkes ilaç kullanmalı” ifadelerini kullandı.
AYNI KAFEDE HER GÜN BULUŞAN 10 KİŞİLİK ARKADAŞ GRUBU UYUZ OLDU
Dr. Aytuğ ise hastanede incelediği vakalardan bir örnek verdi. Aynı kafede her gün toplanan 10 kişilik bir arkadaş grubunun her birinde uyuz vakası saptandığını söyleyen Aytuğ, “Aşırı kalabalık yaşam koşulları, beraber uyumak, kıyafet ve havlu paylaşımı, sağlıksız hijyen koşulları uyuz salgını için önemli risk faktörleri olarak bilinir. Ortak kullanılan sıcak ve kapalı toplu alanlar, spor salonları, kafeler, güzellik salonları, okullar hastaneler, toplu taşımalar, kaplıcaların önemli bulaş alanları olduğunu” belirtti.
KOLONYA VE DEZENFEKTAN DA FAYDA ETMİYOR
Prof. Dr. Akdeniz, genel hijyen kurallarına uymanın bulaşıcılığı önlemede etkili olduğunu söyleyerek, kolonya ve benzeri alkol bazlı antiseptiklerin uyuz parazitini etkilemediğinin altını çizdi.
Her türlü bulaşıcı hastalıktan en önemli korunma yöntemi en az 20 saniye el yıkama alışkanlığı olduğunu belirten Dr. Aytuğ, “Aşırı dezenfektan veya kolonya kullanımı deri bariyerini bozarak her türlü mikrobun kolayca derimize girmesine neden olur. Uyuz enfeksiyonunda önlem almak kadar, erken tanı ve tedavinin de önemli olduğunu” aktardı.
HAYVANDAN İNSANA BULAŞ OLMAZ
Prof. Dr. Kutlubay, insanlardaki ve hayvanlardaki uyuzun farklı olduğunu belirtti ve sanılanın aksine kedi ve köpek gibi hayvanlardan insana bulaşmayacağını söyledi.
Bazıları, uyuzu yanlış bir şekilde hijyen eksikliği ile ilişkilendirir. Parazit akar derinin derin katmanlarında yaşadığı ve bu nedenle yıkanamadığı için temizlik uyuz hastalığını önlemez. Yani uyuz olması bir kişinin kirli olduğu anlamına gelmez. Bunun yerine enfeksiyona yakalanmış biriyle veya bir şeyle yakın temas halinde olduğu anlamına gelir.
TEDAVİ EDİLSE DE KAŞINTI SÜREBİLİR
Uyuz için krem ve losyon tedavilerinin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlubay, tedavinin genellikle iki hafta sürdüğünü belirtti.
“Belli aralık ve sıklıkta tekrarlanması gerekebilir. Aile, partner, arkadaş tedavisi şarttır. Dirençli vakalarda ise ağız yoluyla alınan ilaçlar kullanılabilir. Akar ölmesine rağmen vücutta kaşıntı daha uzun süre devam edebilir. Kaşıntı her zaman hastalığın devam ettiğini göstermez.”
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.